Eczacılar, pandemi sürecinde kullanımı artan takviye ürünler mevzusunda mevzuat değişikliği yapılması için e-posta eylemi başlattı.
Sıhhat Bakanı Dr. Fahrettin Koca ve Ziraat ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye çağrıda bulunduklarını belirten İstanbul Eczacı Odası Başkanı Cenap Sarıalioğlu, “Market ve internet ortamında, kötü saklama koşullarına maruz kalmış, yasaklı ürünlerle tağşiş edilmiş, sahte ürünler cirit atıyor. Vatandaşlarımızın sağlığını hiçe sayan, hastalıklara ve ölümlere davetiye çıkaran bu duruma artık dur denilmeli” diye konuştu.
BİLİNÇSİZ KULLANIMLA GELEN SORUNLAR
Eczacıların Sıhhat Bakanı Fahrettin Koca ve Ziraat ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye hitaben yazdıkları mektupta şu ifadeler yer aldı:
“Covid-19 pandemisinin hayatımıza getirdiği en önemli değişikliklerden birisi de pek çok kişinin alışverişleri için artık interneti daha yoğun kullanması oldu. Bu noktada vitamin, mineral ve gıda takviyeleri gibi sağlığa ilişkin ürünlerin de internetten veya marketlerden satışlarının artmasıyla ortaya çıkan sorunlar, mevzuatımızdaki bazı eksikliklerin belirgin bir şekilde gün yüzüne çıkmasına neden oldu.
Hepimizin bildiği gibi, sağlık okuryazarlığı ilkokul 2 düzeyinde olan ülkemizde, sağlığa ilişkin ürünlerin bilinçsizce kullanılmasının pek çok olumsuz etkisi vardır, olacaktır. Kişilerin “doğal olduğu için zararsız”, “ilaç kullanacağıma takviye kullanırım”, “bu dönemde bağışıklık sistemim ne kadar güçlü olursa o kadar iyi”, “bitkisel, o yüzden yan etkisi yoktur” anlayışıyla sağlık danışmanlığı olmadan, eczane dışından alıp kullanmaya başladığı takviyelerin yol açtığı olumsuzlukların üzerinden kısaca geçecek olursak;
– Kişinin, kullandığı takviyeyi, kendisine reçete edilen ilacın yerine geçirerek, kullandığı ilacı bırakarak veya dozunu azaltarak tedavinin geciktirilmesi, engellenmesi
– Takviye-ilaç etkileşimi nedeniyle ilaçların etkinliğinin azalması ve/veya yan etkilerinin artması, buna bağlı hastalık ve ölüm vakalarının oluşması
– Kullanılan takviyelerin, bazı vitamin-mineral eksikliklerini veya bazı hastalıkları gizlemesi, bunun sonucunda kalıcı hasarlar oluşması veya geç teşhis edilen hastalıkların mortalite ve morbiditelerinin yüksek olması,
– Bilinçsiz kullanılan takviyelerin yüksek dozda veya uzun süreli kullanımı ile yan etkilere neden olması
– Altta yatan bir hastalığın varlığında, kullanılmaması gereken bir takviyenin kullanımına bağlı semptomların gelişmesi
– Takviye kullanımına bağlı gelişebilecek beklenmeyen etkilerin, danışmanlık olmadığı için geç tespit edilmesine bağlı sorunlar oluşması…
“SADECE ECZANEDE SATILMALI”
Açıklamada, “Bilinçsiz takviye kullanımıyla, vücudumuzun tüm sistemlerinde gelişebilen, beklenmeyen etkilerin tüm yaş gruplarında, hafiften oldukça şiddetliye kadar bir yelpazede olabileceği pek oldukça bilimsel yayında gösterilmiştir” denilirken, eczane dışında satılan ürünler ile ilgili olarak miadı geçmiş, sahte, kötü saklama koşullarına maruz kalmış, yasaklı ürünlerle tağşiş edilmiş, ilaç etken maddeleri ile tağşiş edilmiş olması gibi kontrol edilmesi mümkün olmayan durumlara rastlanılığına dikkat çekildi.
“Sağlığa yönelik takviyelerin eczane dışı kanallardan satılması halk sağlığı ve kamu yararı açısından ciddi problemler teşkil edeceğinden, bu ürünlerin yalnız eczanelerde satılması için lüzumlu mevzuat değişikliği çabuk olarak yapılmalıdır” denilen açıklama şöyle devam etti:
“Bu aşamada ilk olarak Ziraat Bakanlığı onaylı ürünlerin hangilerinin besin, hangilerinin sağlığa ilişkin olduğuna dair bir sınıflandırma Ziraat Bakanlığı mevzuatında yapılmalıdır. Sıhhat beyanı ile satılacak ürünlerin izinleri, yalnız eczanelerde satılmaları koşuluyla verilmelidir.
Bu amaçla 5996 ve 6197 sayılı kanunlarda düzenleme yapılması sağlanmalıdır.
5996 Sayılı Kanun’un ‘Takviye edici gıdaların üretim, ithalat, ihracat ve kontrolüne ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir. Sadece, hususi tıbbî amaçlı rejim gıdaların üretim, ithalat, ihracat ve kontrolüne ilişkin usul ve esaslar Sıhhat Bakanlığınca belirlenir.’ şeklinde olan 28. maddesi;
Farmasötik formda olmayan takviye edici gıdaların üretim, ithalat, ihracat ve kontrolüne ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça belirlenir. Sadece, farmasötik formda olan ve sıhhat beyanı ile satılan takviye edici gıdalar ve TİTCK’nın tıbbi bitkiler sıralamasında yer edinen bitkisel ürünler ile hususi tıbbi amaçlı rejim gıdaların üretim, ithalat, ihracat ve kontrolüne ilişkin usul ve esaslar Türkiye İlaç ve Tıbbi Aygıt Kurumunca belirlenir. Bu ürünler yalnız eczanelerde satılır.” şeklinde düzenlenmelidir.
6197 Sayılı Kanun’un “Beşerî ilaçlar, Sağlık Bakanlığından ruhsatlı geleneksel bitkisel tıbbi ürünler; Sağlık Bakanlığının iznine tabi olan homeopatik tıbbi ürünler, enteral beslenme ürünleri dâhil özel tıbbi amaçlı diyet gıdalar ve özel tıbbi amaçlı bebek mamaları münhasıran eczanede satılır.” şeklinde olan 28. maddesinin birinci fıkrası;
Beşerî ilaçlar, Sıhhat Bakanlığından ruhsatlı geleneksel bitkisel tıbbi ürünler; Sıhhat Bakanlığının iznine doğal olarak olan homeopatik tıbbi ürünler, enteral beslenme ürünleri dâhil hususi tıbbi amaçlı rejim gıdalar ve hususi tıbbi amaçlı bebek mamaları ile farmasötik formda olan ve fizyolojik tesirleri bulunan, günlük alım dozu belirlenmiş, sıhhat beyanı ile satılan ürünler münhasıran eczanede satılır şeklinde düzenlenmelidir.”
Eczacıların talepleri şöyleki:
– Cemiyet sağlığını önceleyen tedbirlerin bir an ilkin alınması, ilgili bakanlıkların hızla yaygınlaşan bu tür ürünler ile ilgili denetim ve denetim mekanizmalarını kararlılıkla uygulaması,
– Besin takviyelerinin bilinçsiz kullanımına bağlı halk sağlığı sorunları ve kamu zararının önlenmesi,
– Cemiyet sağlığını direkt ilgilendiren bu ürünlerin eczanelerde, eczacı danışmanlığında halka ulaştırılabilmesi için lüzumlu düzenlemelerin yapılması