Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde karşıcılık partilerinin etkisizleştirildiğine vurgu meydana getirilen raporda, hükümetin kamu ve devlet kurum, kuruluşlarını, iktidar üstündeki denge ve denetim mekanizmalarını ortadan kaldıracak ve kendi destekçilerine yarar sağlayacak şekilde tekrardan biçimlendirdiğine yer verildi. Sadece bu duruma karşın İstanbul ve Ankara belediye başkanlıklarının muhalefetin elinde olduğuna da vurgu yapılmış oldu.
Terörle savaşım yasası kılıfı
Raporda, Erdoğan hükümetinin siyasal rakip yada muhalif olarak görmüş olduğu kişileri “geniş tanımlı terörle mücadele yasası kapsamına giren temelsiz suçlamalarla tutukladığı, yargıladığı ve mahkum ettiği” belirtilerek, bu şekilde başta Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyeleri olmak suretiyle, gazeteciler, karşıcılık partilerinden siyasetçiler ve aktivistlerin hedef alındığı ifade edildi. Hedef alınanlar içinde en büyük grubu ise Gülen yapılanmasıyla bağlantılı olduğu iddia edilenlerin oluşturduğuna işaret edilen raporda, “Adalet Bakanlığı verilerine göre 2020 Temmuz’u itibariyle Gülen Hareketi ile bağlantılı olarak terör suçlarından yargılanmakta olan 58 bin 409, soruşturulmakta olan 132 bin 954 kişi vardı ve bunlardan 25 bin 912’si tutuklu olarak cezaevinde bulunuyordu” ifadelerine yer verildi.
Raporun, “İfade, Örgütlenme ve Toplanma Özgürlüğü” başlklı bölümünde ise Türkiye’de yazılı ve görsel medyanın çoğunluğunu hükümete yakın grupların oluşturduğuna vurgu yapılarak, “Bu satırlar yazıldığı sırada tahminen 87 gazeteci ve medya çalışanı, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle, terörle mücadele yasası kapsamına giren suçlardan tutuklu veya hükümlü olarak cezaevinde bulunuyordu” denildi.
Raporda, binlerce insanoğlunun toplumsal medya paylaşımları sebebiyle, hakaret, Cumhurbaşkanına hakaret ve terör propagandası yapmak suçlarından gözaltına alınma ve yargılanma riskiyle karşı karşıya kaldıklarına yer verildi.
Kavala’nın durumuna yer verildi
2017 Kasım’ından bu yana tutuklu olan insan hakları savunucusu Osman Kavala hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, tutukluluğun siyasal nedenlerle sürdürüldüğü nedeni öne sürülerek verdiği tahliye kararının görmezden gelmiş olarak uygulanmadığı bilgisine yer verildi.
Hükümetin lezbiyen, gey, bisexuel ve transların kamuoyuna yönelik faaliyetlerini kısıtlayıcı yaklaşımının, onur yürüyüşü benzer biçimde etkinliklerin üst üste altıncı yılda da yasaklanması ve üst düzey devlet görevlileri tarafınca meydana getirilen homofobik konuşmalarla devam etmiş olduğu kaydedildi.
Raporda ek olarak polis ve asker nezaretinde ve hapishanelerde işkence yapıldığı ve fena, insanlık dışı, zalimane yada aşağılayıcı muamelede bulunulduğu iddialarında son dört yılda artış görüldüğü açıklandı. Deutsche Wellle Türkçe