
Fantezi, yeni oluşan bir alt tür gibi algılansa da tanımlamadan önce edebiyatın aslında fantezi olduğunu hatırlatmalı. Edebiyat metinlerinin ne olmadıklarını düşünelim: Edebiyat metni; hukuki (yasa veya sözleşme), teknik (kullanım kılavuzu veya patent), bilimsel (fizik makalesi veya sosyoloji kitabı), tarih (vakayiname) metin değil. Başka deyişle olguları, gerçekliği yansıtma iddiası taşımıyor.
Gerçekçilik iddiası taşıyan edebiyat dâhi gerçekliği yansıtmıyor: Raskolnikov yok, bir kadını öldürmedi; Selim Işık intihar etmedi. Yahut Hamlet yok; Akakiyeviç’in hayaleti palto çalmadı; Diyavol Paşa da, Amat diye bir vapur de yok. Edebiyatın evreni gerçek evren değil. Fantezinin evreni.
Düşlem edebiyatı daha fazlaca bir mod (kip). Melodramlar benzer biçimde ana akımla çevre içinde, bilinçdışı ve şuur içinde uzlaşı. Gerçeklik – düşlem ikileminde gerçeklik fanteziyi besliyor, düşlem gerçekliği kurguluyor. Düşlem arzuların dilini, bastırılmışın dışa vurulmasını içeriyor, zeitgeist’i yansıtıyor. Kim bilir son yüzyılda edebiyatta düşlem yükselmiyor, gerçekçilik ölüyor.

YADIRGATMANIN ÖLÇEĞİ
Fantezi, bilinçdışı, arzular, insan psikolojisi ile iç içe bir mod. Rus Biçimciler edebiyatın işlevini ostranenie, yani yadırgatma olarak görüyor. Fantezide yadırgatma doğa yasalarına genişliyor. Kendi yasalarıyla evrenler tasarlıyor; mitolojiden beslenip kendi mitolojisini kurguluyor. Başka evrenlerden ölü tanrılar, başka boyutlar, yabancı gezegenler; dünya mitolojisi kökenliler kadar, özgün tasarımlarla canavarlar ve envaiçeşit mahlûkat can buluyor. Bu edebiyatın doğaüstü yaratıkları ve durumları, insanı, psikolojiyi yansıtan somut eğretilemeler.
Sınırı doğa yasalarında çizme iddiasındaki bilimkurguda bile yukarıdakiler var. Bilimkurguyu fantezinin alt türü sayan Todorov, Fantastik kitabında fantezinin dinamiğini açıklar: Fantastik, iki uç, olağanüstü (açıklanamayan) ve tekinsiz (açıklanabilen) arasında salınır.
Bu salınım, Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası’nda bile görülür: Puslu Kıtalar Atlası’nda düşman cephesine tünel açan asker, bir ejderha ile karşılaşır. Sadece bu, karşıdan gelen düşmanın sırtındaki dövmedir. Ilkin olağanüstüyü, sonrasında açıklamasını görürüz; fakat gerilim düşmez, bu iki uç arasındaki salınım sürer.

KISA TARİHÇE
Modernite öncesi: Homeros’un ataerkilleşmiş Odyssea’sı bilinmeyen diyarlara, sihrin sırlarına yolculuğu; eve, benliğe dönüşü işler.
Modernite: Gotik (örn., Drakula) bilinmeyene, Doğu’dan gelen ötekiye yönelik korkuyu, bastırılmış cinselliği sembolizmle yansıtır.
1940’lara dek, pulp (ucuz kağıda basılı) düşlem yazarları (örn., Howard, Lovecraft) kapitalizmin yükselişi ile ötekiye karşı önyargıları; coğrafi keşifler bitince biten gizeme, taşra ideallerine dönüş özlemini yansıtırlar.
1940 sonrası, günümüz fantezisinin temeli Tolkien iyi ile kötünün savaşını, (“ırk” diye var olmayan kavram üstüne kurarak) yansıtır.
1970 sonrası düşlem (Brooks, Shannara; Donaldson, Thomas Covenant Günceleri; Jordan, Vakit Çarkı), Tolkien “baba”ya saygıyla karışık ihanet halinde, onun vaka örgüsünü kullanır; sadece temalar çeşitlenir.
Modernite sonrası: Ana akım düşlem, yukarıdakilerin karışımını Zeitgeist’a özgü ironi ile yansıtır. Bilhassa genç erişkin romanlar, hep bir sınava hazırlığı, yitik anne-babanın gizemini ihtiva eder.
Maalesef, artık ana akım düşlem bir endüstri, tektip: Yüzüklerin Efendisi çeşitlemeleri alana başat. Yadırgatma sınırını bu kitap belirliyor; tümüyle tecimsel bir etkinlik olan yayıncılık da okuyucuyu algılanması zor olandan koruyor.

GÜNÜMÜZ FANTEZİSİ: TOLKIEN’LE MÜCADELE
Tolkien’ın dünyası feodal. (Hükümranla çatışan köylü, Keloğlan masallarında bile denk gelebileceğimiz tema). Sadece tek kişinin topluma egemenliğini değil, fena kralı eleştiriyor. Kıyasla Taht Oyunları, halkın özyönetimini vurgulasa da (hemen hemen çıkmamış kitabın dizi ile örtüşeceğini varsayarak) ihtimaller içinde görmüyor.
Doğal, bu fantezinin ana akımı. Başka politik düzenler de mevcut. Ne ki karakterlerin karşısındaki en büyük ejderha, siyasal seviye; bu Harry Potter’da bile var. Nefsin ejderhası (iktidar arzusu) ana eleştiri unsuru (ki Tolkien da bunu Platon’un Devlet’indeki Gyges’in görünmezlik yüzüğünden alıyor).
Tolkien, moderniteye özgü hevesle bozuk düzeni yıkıp yenisini oluşturmayı istiyor. Rosemary Jackson benzer biçimde eleştirmenler, Tolkien’ı olgun bir düşlem yazarı değil, başat ideolojiyi haklı kılan bir romans yazarı görüyor.
Yüzüklerin Efendisi sonraki yazarlar için bir şablon: Yeni eserler aynı halde bir gerçeklik haritası, terimler dizgesi ana ihtilafı özetler bir kehanet ve benzer vaka örgüsü içeriyor.

TÜRKİYE’DE FANTEZİ: GEÇMİŞ VE İMKÂNLAR
Düşük teknoloji ana akım düşlem ve teknolojiye karşı güvensizliği işleyen bilim-kurgu, teknoloji ile ana akıma taştı: 2000’lerde Tolkien’ın eseri bilgisayar teknolojisi ile beyaz perdeye yansıdı. Böylece tüm dünyada çevirileri fazlaca fazla okundu. Düşlem, Harry Potter dizisi ve filmi ile küçüklere yayıldı; onlar büyüdüklerinde düşlem genç erişkin romana başat oldu.
Türkiye’de çekirdek okuyucu 1990’larda, üniversite bilim kurgu ve düşlem toplulukları, Atılgan benzer biçimde dergilerde yetişti; düşlem çevirmenleri, yazarları ve editörleri oldu. Bugün bu topluluklar rol yapma oyunları, roman tartışmaları, cosplay etkinlikleri benzer biçimde etkinlikler düzenliyor. Okuyucu kitlesi genel anlamda üniversite öğrencileri ve mezunları. Polisiye haricinde rastlanmayan halde “türü” sahiplenip tartışıyorlar.
Artık düşlem, Türkiye’de popüler kültürün parçası: Gollum’a benzetme dava mevzusu oldu; Akşener, “Winter is coming” dedi. Zira bu eserler alegoriye açık, sembollerle yüklü; günlük söyleme, iyi-kötü savaşı sayılan durumlarda rahat uyarlanabiliyor.
FABİSAD…
İleride fantezinin yaygınlaşmasında FABİSAD’ın (Fantazya ve Bilmkurgu Sanatları Derneği) görevi olacak. Alanda yaratı üreten her insanın katılabildiği dernek toplantılar, konuşmalar, yarışmalarla emsalsiz üretimi tetikliyor. Türkiye Bilişim Derneği ise Bilimkurgu Öykü Yarışması’yla alana genç kabiliyetler katıyor.
Baskı dönemlerinde simgelerin ağır basmış olduğu düşlem, kalıplardan kurtulmaya, aşina yadırgatmayı yeniden yadırgatacak yürekli yayıncılara, yürekli yazarlara gereksinim duyuyor.
Fantastik / Tzvetan Todorov / Çeviren: Nedret Öztokat / Metis Yayınları / 176 s.
Devlet / Platon / Çevirenler: Sabahattin Ali, M. A. Cimcoz / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 372 s.
Puslu Kıtalar Atlası / İhsan Oktay Anar / İletişim Yayınları / 239 s.
Yüzüklerin Efendisi – Tek Cilt Hususi Basım / J. R. R. Tolkien / Çevirenler: Bülent Somay, Çiğdem Erkal İpek / Metis Yayınları / 1026 s.